TEKNİK EĞİTİM HEPİMİZİN ÖNCELİĞİ

TEKNİK EĞİTİM HEPİMİZİN ÖNCELİĞİ
  • 26 Eyl 2014
TEKNİK EĞİTİM HEPİMİZİN ÖNCELİĞİ

Teknik eğitim; sanayicinin ve Milli Eğitim’in öncelikli konusu

Neden öncelikli;  AB gibi gelişmiş, yaşlı nüfus profiline sahip ülkeler bile istihdamdaki problemlerini teknik eğitim almış insanlar ile aşmak istiyor iken, bizdeki yetersiz eğitim, yetersiz altyapı ve ilgisizlik nedeni ile öncelikli konudur… Türkiye’de meslek yüksek  okullarında öğrenim gören öğrencilerin toplam üniversite öğrencilerine oranı yüzde 20 civarında iken, bu oran ABD ve AB ülkelerinde yüzde  45-60 arasındadır.Bu gelişmiş ülkelerle bizim oranlarımız arasındaki uçurum, mesleki teknik eğitimin neden öncelikli konumuz olduğunu belirgin şekilde vurgulamaktadır.

Teknik okullar ile işletmeler bazı alanlarda işbirliği yapıyor olmalarına rağmen aynı dili konuşmadıkları için yabancılaşma sürmektedir. Teknik okullar ile işletmeler arasındaki işbirliğinin arttırılması ve daha gerçekçi zeminlere oturtulması gerekmektedir. İlgili tarafların katılımı (ticaret ve sanayi odaları, MEB, YÖK ) sağlanacak şekilde mesleki teknik eğitim yeniden yapılandırılmalı, işyeri tabanlı mesleki teknik eğitime ağırlık verilmelidir.

Ülkemizin acilen mesleki teknik eğitim programlarında güncelleme ve tarafların ortaklaşa tartışıp hazırlayacakları esnek bir mesleki teknik eğitim yapılanmasına ihtiyaç vardır.

Meslek yüksek okullarının tüm programları dünyadaki teknolojik gelişmelere bağlı olarak revize edilmelidir. İhtiyaç duyulmayan programlar kapatılmalı, sanayinin nitelikli ara eleman istemlerine göre yeni programlar düzenlenmelidir.

Mesleki teknik yüksek eğitimin Milli Eğitim Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda şekillendirilmesinde büyük yarar vardır. Çünkü; YÖK çatısı altında mesleki teknik eğitim veren okullar üvey evlat muamelesi görmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın meslek odalarının meslek yüksek okulu açabileceklerine ilişkin olarak hazırlayıp Bakanlar Kurulu’na sunduğu Kanun Hükmünde Kararname doğrultusunda şekillenen çağdaş bir mesleki teknik eğitim, ülkemiz gençlerinin ufkunu açacak ve sanayicimizin ihtiyacı doğrultusunda eleman yetişebilecektir.

İşveren işe eleman alırken adayın işe karşı bakışına dikkat etmektedir. İş hayatına en üst pozisyondan başlamak isteyen, masabaşı iş talep eden, işe devamında ciddi olmayan, sorumluluk almayan, işi benimsemeyen, disiplin ve otoriteye saygılı olmayan elemanlarla çalışmak istememektedirler. Bu tür davranışlar maalesef son yıllarda karşılaştığımız en önemli olumsuzluklardandır. Sosyolojik bir vaka olan bu durum ancak toplumun üst katmanlarınca gösterilecek ilgi ile aşılabilir.

Teknik eğitim alan genç daha okula başlarken kendin ikinci sınıf öğrenci olarak görmekte itibar kaybına uğradığını düşünmektedir. Bu olumsuzluk tüm teknik eğitim kurumuna, yöneticilerine kadar yansımaktadır. Bu nedenle mesleki teknik eğitime verilecek toplumsal destek de çok önemlidir. Öğrenci, mezun olduğunda toplumun itibarlı bir üyesi olacağını hissetmek, uygun şartlarda çalışabileceğini bilmek istemektedir. Bu durum da toplumsal katkı ile sağlanabilir.

Günümüzde bilgi yoğun sanayiler, ileri üretim metotları hızlı kalkınmanın belirleyici unsurlarıdır. Yeni döneme ayak uydurabilmek bilim ve teknolojiden tam olarak faydalanıp insanımıza doğru içerik, yöntem ve tekniklerle, çok yoğun bir eğitime tabi tutmakla olasıdır.

Bu düzeyde bir eğitimin sadece devlet imkanları ile sağlanamayacağı gerçeğinden hareketle iş dünyasının eğitim sürecine katılımı ve katkısının sağlanması günümüz rekabet ortamında sürdürülebilir kalkınmanın temel şartı olarak görülmektedir.

Tüm sanayicilerimizi mesleki teknik eğitime maddi ve manevi katkıya davet ediyoruz.